29 Ocak 2009 Perşembe

RIFAT ILGAZ VE CİDE'Sİ / ALİ ŞAHİN

RIFAT ILGAZ VE CİDE'Sİ Cide ve Rıfat Ilgaz... ikisini hep merak etmişimdir. Ama çeşitli sosyo-ekonomik nedenler elimi kolumu bağladı; ikincisi ile birincisinden önce tanıştırdı kader. Nerde? Bana kalsa Rıfat Ilgaz Ilgaz'la da görüşmem mümkün olmayacakmış; bereket devlet baba katkıda bulundu, özel araçları ile O'nu Cide'den alıp Kastamonu'ya bizi de Taşköprü'den alıp Kastamonu'ya götürdü de pek lüks beş yıldızlı bir otel olmasa da Kantar Palas'ta görüştürdü, kısıtlı da olsa. Buna sebep elbette ekonomik bağımlılık: çünkü kendi araçlarıyla bizi oraya taşıdığı için Onun izin verdiği oranda ya da kaçamak bakışlarla görüşebiliyorduk göz bağlarımızı araladığı ya da bizim gizliden gizliye merak ederek aralayabildiğimiz oranda.Cide'ye gelince.. Taşköprü Nire, Cide Nireydi benim için.. Zar zor edindiğim kötü Murat 131 ile Kastamonu'da şube müdürlüğü yaparken biraz kafa dinlemek istedik de çoluk çocuk öyle görebildik Cide'yi 1998 festivalinde.. Bu yıl 11. si olduğuna göre demek ki biz 3. süne teşrif etmişiz. Ilgaz'ın 5. ölüm yıldönümünde yapılan 3. festivale. Konuşmasında oğlu Aydın Ilgaz da babasının burada bir festival düzenlemesini çok istediğini "Babam sağken, Sarı yazma festivali düzenlenmesini istemişti. Festivalin Cide'nin ekonomisine ve gelişimine katkıda bulunacağına inanıyordu." Diye belirtti. O zaman traktör sürücülüğü deneyimimle Cide'nin o daracık yollarını korka korka kaç saatte kat ettiğimi şimdi tam anımsayamıyorum. Ama bir şeyi çok iyi hatırlıyorum: Böylesine bir doğa harikası ki deniz kum ve dağı, 11 km.lik sahil şeridi, nerdeyse her metresinde denize girilebilen- sakin, şirin kasabaya neden ilgi göstermez devlet baba diye düşündüğümü.. 1996'dan bu yana ülkenin ileri gelen yazar-çizer sanatçı tayfasından kimler ziyaret etmedi ki Ilgaz'ın türbesini -O, insanın üzerine yıkılacakmış gibi duran evini..- Gökhan Cengizhan, İbrahim Baştuğ, Orhan Tüleylioğlu, Özlem Sezer, Mustafa Balbay, Zekeriya Kaya, Ergun Aybars, Hikmet Çetinkaya, Mustafa Balbay, Hüseyin Atabaş, Sunay Akın, Akgün Akova, Fahri Bozbaş, Sevgi Özel, Sennur Sezer, Salih Bolat, Gülsen Tuncer, Turgay Fişekçi, Güngör Gençay; Duygu Asena, Mehmet Saydur, Zeki Coşkun, Semih Poroy, Özcan Karabulut, Sadık Albayrak, Yusuf Ziya Bahadınlı, Nihat Ateş, Burhan Günel, Musa Eroğlu, Murat Kekilli, Metin Uca, Haluk Levent, Vedat Ülger, Songül Karlı... gibi daha bir çok yazar ve sanatçı bu festival vesilesi ile Cide'ye gelmiştir. Oldum olası bu tarihsel açıdan koruma altına alınan yapılara da bakar bakar üzülürüm, bu nasıl koruma ise.. Bakımsızlıktan bir çoğu zaten kendiliğinden çöktü, çökecek.. Ayrıca mal sahiplerini de açlığa evsiz-barksızlığa mahkum ederek. Zamanında gözünü açabilenler eski evi yıkıp zaten hanlar-hamamlar kurmuşlar. Ekonomik durumu iyi olmayanlar ise o yıkıntılarda ikamete mecbur kalmışlar, belki bir Müteahhide verip bir-iki daire dükkan alacakları zaman ise devlet baba 'sarı levha'yı takıvermiş kapı girişinin sağına soluna. Ilgaz'ın evi de bunlardan biri işte. Yıllarca restoresi için yazıldı çizildi. Belediyesinden kaymakamlığına; Çınar Yayınları'ndan ADD'sine kadar.. Yıllardır kimse tınmadı; bereket geçen yıl bu iş çözüme bağlandı eski ev yıkılarak, yerine aynı özellikleri taşıyan yeni yapıya başlanabildi, 2005'te... Taşköprü'den 10.30 çıkıp yollarda hayli mola verip fotoğraf aldığım halde 13.00'de 172 km.lik yolu tamamlayıp yeni yoldan iniyoruz sahile. Hava oldukça serinlemiş deniz kenarında, pek giren yok birkaç genç ve çoluk çocuk dışında.Biraz ferahladıktan sonra yerel basından fotoğraflarını izlediğim kaba inşaatı tamamlanmış geçtiğimiz yıl Kültür Bakanlığından devralınan ve inşasına bu yıl içinde başlanan Rıfat Ilgaz Kültür ve Sanatevinin önüne varıyoruz; yapı resim ve yazılarla donatılarak açılış törenine hazırlanmış; 100 metre ilersindeki ADD Şubesi de öyle.. Derneğe uğramadan önünden geçerek öğretmen evinde ayırttığımız odamıza kavuşmak istiyoruz bir an önce: geçen yıl Turizm ve Otelcilik gözümüzü korkuttu, bize ayrılan yerleri satmışlar, yer bulmak olanaksız nerdeyse, ortada kalakaldık. Bereket Kızlar Pansiyonundan bir yere yerleştirdiler de kurtulduk. Biraz bekledikten sonra geldi görevliler, odamıza yerleştik, dinlenip Rıfat Ilgaz Evi'ne doğru yürüdük, kalabalık toplanmıştı 15.00'e doğru. Kastamonu'da bu yıl yapılan Rıfat Ilgaz Sempozyumundan ve daha önceden tanıdık yüzlerle hoşbeş ederek bir yandan da Rıfat Ilgaz Kültür ve Sanat Evi'ni, burada açılan Hababam Sınıfı 50 Yaşında; ve Nesrin Şahin tarafından hazırlanan Rıfat Ilgaz/Sarıyazma sergisini gezerek görüntüler saptayıp dostlarla selamlaşıyoruz.Kimler yok ki.. Cide Belediye Başkanı Nejdet Demir, Cide Kaymakamı Mustafa Ayhan, CHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım, Günal Genç, Cide Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri, Kastamonu Meslek Yüksekokulu müdürü Prof.Dr. Bahri Gökçebay, Mirati Madak, Çınar Yayınları sahibi Aydın Ilgaz, Nilgün Ilgaz, Anıl Ilgaz, Sevgili Kadir İncesu. Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Enver Ercan, Türkiye Yazarlar Sendikası Başkan Yardımcısı Mustafa Köz, Turhan Günay, B. Sadık Albayrak, Sempozyum vesilesiyle tanışıp dost olduğumuz Emel Dinseven, Cide Postası'ndan Ali Kesimci, Ali Nazlı, Ramazan Tuğtepe, Ilgaz'ın Minübüsçü Süleyman'ı, yıllarca Cide fotoğrafları ile Cide'yi bizlere tanıtıp daha da sevdiren Öğretmen dostumuz Recai Yılmaz, Cide Sporlu minik sporcular, Cide Halkoyunları ekibi, Gürcistan Halk Dansları Topluluğu, Cumhuriyet Okurları ve Cideliler... Davul-zurna eşliğinde yazarın 1911'de doğduğu evin önünden başlayan festival yürüyüşü oldukça kalabalıktı. Korteji dükkan önlerinden ve evlerinin pencerelerinden izleyen halkın yanında Belediye Meydanında da kalabalık bir kitle ilgiyle izledi yapılan konuşmaları ve halk danslarını.Vilayetin pek ilgi göstermediği festivalde Atatürk anıtına çelenk konulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasından sonra ilk olarak söz alan Cide Belediye Başkanı, "Cide'mizi tüm dünyaya tanıtan Rıfat Ilgazımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Geçtiğimiz yıl Kültür Bakanlığında devraldığımız ve inşasına bu yıl içinde başladığımız Rıfat Ilgaz Kültür ve Sanatevi'ni bitirmek için tüm Cide halkı olarak seferber olduk. Evi en kısa zamanda bitirebilmek için tüm Rıfat Ilgaz dostlarının desteğine ihtiyacımız var." dedi.Çınar Yayınları sahibi Aydın Ilgaz ise "Babam sağken, Sarıyazma festivali düzenlenmesini istemişti. Festivalin Cide'nin ekonomisine ve gelişimine katkıda bulunacağına inanıyordu. Ne acıdır ki babamı yine bir 7 Temmuz günü kaybetmiştik. Ve yine bir 7 Temmuz günü babama sesleniyorum; Ruhun şâd olsun! Cideliler seni ayakta tutuyor ve yaşatıyor." dedi.CHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım ise Rıfat Ilgaz'ın Cidelinin, Kastamonulunun çilelerini eserlerine yansıttığını hatırlatarak "Dünya durdukça, aydınlık düşüncelerini yaşatmak hepimizin görevidir. Rıfat Ilgaz'ın aydınlık düşüncelerine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bize yakışan Rıfat Ilgaz ile bütünleşip ona daha çok sahip çıkmaktır." dedi.Cide Kaymakamı Mustafa Ayhan ise, Cidelilerin, Cide Rıfat Ilgaz Sarıyazma Kültür ve Sanat Festivali ile sahip oldukları güzellikleri tüm ülkeye tanıttıklarını ve yazarları Rıfat Ilgaz'a sahip çıktıklarını söyledi.Konuşmalardan sonra Cide Halk Oyunları Ekibi ve Gürcistan Halk Dansları Topluluğu'nun gösterileri ilgiyle izlendi. Bu alanda Zühal Demirtaş'ın açtığı sergi de halkın ilgi ve beğenisini topladı. Gün boyunca bu sergilerin yanında Cide Atatürkçü Düşünce Derneğinde Kemal Ürgenç Karikatür Sergisini; akşam ise Kapalı Spor Salonunda Gürcistan Halk Dansları Gösterisi ile Recai Yılmaz Cide Resimleri Slayt Gösterisi izleme olanağı bulduk. Slayt gösterisinde Taşköprü'nün Ünlü Kuyu Kebabını da görünce önümde oturan Belediye Başkanına takılmadan edemedim: "Başkanım, sizi Hasan Altan'a şikayet edeceğim, bizim kuyu kebabımızı da çalmışsınız !..." dedim. Başkan, o bizim burada da yıllardır yapılıyor diye bir köy adı verdi Pazar günü gel de gösterelim sana da.. diye yanıtladı. Yanımda oturan Taşköprü İlçe Milli Eğitim Müdürü "Bu bir davet galiba, sor bakalım Pazar günü bakarız ?" dedi ama ben işi fazla uzatıp gösterinin tılsımını bozmak istemedim. Gerçekten de çok güzel bir gösteriydi her ikisi de..İkinci gün, "Rıfat Ilgaz'ın Şiiri" konulu paneli izledik Belediye Sahil Düğün Salonunda. TYS Genel Başkanı Enver Ercan, Cide'nin Rıfat Ilgaz sayesinde ilgi alanına girdiğini; Ilgaz'ın insanın gündelik yaşamı içinde karşılaştığı acıları, sıkıntıları şiirine aktardığını, edebiyatın her türünde yapıt vermiş ve kitlelere mâl olmuş bir yazar olduğunu belirtti konuşmasında.Şair Mustafa Köz ise, Rıfat Ilgaz'ın şiirinin yaşamıyla örtüştüğünü, insan ve toplum odaklı olduğunu, Ilgaz'ın çağının tanığı bir aydın olduğunu vurguladı.Yazar B. Sadık Albayrak da, Rıfat Ilgaz'ın günlük ve sıradan hayatı kendisine dayatılan zorunluluklarla yaşayan insanın şiirini yazdığını söyledi.Nazım Hikmet Kültür Merkezi Edebiyat Atölyesinden Emel Dinseven; B. Sadık Albayrak, Yeliz Saygıner, Duygu Şarman "Kumdan Betona ve Cideli Çocukların Öyküsü" adlı okuma tiyatrosu çocuklarca olduğu kadar büyüklerce de büyük bir merak ve ilgiyle izlendi. Çocukların kendi öykülerini daha çok resimlerle ifade ettikleri görüldü çalışma sonunda. Bakın neler söylemiş Cideli gençlerimizden Başak: "..Ben bir Cideliyim / Deniziyle, toprağıyla / Ağacıyla, çiçeğiyle, / Ben bir Cideliyim." Buse de tatillerde bol bol kitap okuduğundan bahsetmiş. Ve çok önemli bir açıklamada bulunmuş. "Ben de kitaptaki şekilde okumayı hedefledim.Büyüyüp onun gibi iyi yerlere gireceğim." Sonra da KIRMIZI ,YEŞİL/ MAVİ DENİZ / İŞTE CİDEMİZ... / dizeleri ile Cide'nin sloganını hatırlatmış Buse ve bizlerden sloganı unutmamamızı rica etmiş. Beste ise "Havasıyla suyuyla aşık olduğum Cide" diye başlamış anlatmaya. Kırmızı güneş, yeşil orman, mavi deniz, İŞTE CİDEMİZ... diye sürdürmüş yazısını. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay'ın "İran: Bölgedeki Mayın" konulu panelinde aşırı sıcağa rağmen dinleyiciler panelin düzenlendiği Belediye Sahil Düğün Salonunu doldurdu, yalnızca bu panele katılmak için festivale gelenlerin olduğu görüldü. Soruları ve açıklamalarıyla aktif olarak katılıp olağanüstü bir ilgiyle izlediler konuşmayı. Balbay konuşmasında sık sık ABD Silahlı Kuvvetler dergisinden alınarak 7 Temmuz tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yeni Ortadoğu haritasını göstererek hep ayakta sürdürdü konuşmasını. Büyük Ortadoğu bölgesine ait, biri bugünkü, diğeri de gelecekteki olası ve olması gereken sınırları gösteren Irak'ın üçe bölündüğü ve büyük bir Kürt devletinin öngörüldüğü iki harita.. Irak'ta devam eden savaşa ve İran üzerinde oynanan oyunlara, bu süreçte Türkiye'ye verilmeye çalışan rollere dikkat çekerek Anadolu’nun Birliği olmadan Avrupa Birliğinin olamayacağını vurguladı. Konuşmasından sonra açık havada kitaplarını imzaladı. Günün etkinlikleri gece Limaniçinde yapılan Coşkun Sabah - Nadide Sultan konserleri ve Havai Fişek gösterileri ile son buldu. Konserleri izleyen Kastamonu Valisi Mustafa Kara, kısa bir konuşma yaparak Aydın Ilgaz'a da bir plaket verdi.Pazar günü şarkı yarışması ve bisiklet yarışı düzenlendi. Biz de ADD'ye uğrayıp biraz alış veriş yaptık, biraz sohbet ettik dostlarla. Bu yıl ADD'nin dışta bırakılmasından dolayı biraz buruk gördüm onları. Aydın Bey'le Belediye öyle uygun görmüşler gibi sitemleri oldu. Ama tekrar şöyle bir dört duvarı kolaçan ettiğimde Rıfat Hocaya kırgınlıkları olmadığı belliydi: Resimleri, şiirleri, posterleri, evinin maketi ve sarı yazmalar ile sımbasıkış doldurmuşlardı Cumhurbaşkanımız Sezer'in de katkısıyla aldıkları yeni dernek binalarınının her köşesini. Bir de Uğur Mumcu, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı posterleri dikkat çekiyordu Atatürk resimleri yanında.. Böylece üç günlük Cide ve Rıfat Ilgaz yolculuğunun sonu göründü. Hava soğumuş olduğundan deniz işimiz yatmıştı. Öğleden sonra Gideros'a gidip yemek yedikten sonra ani bir kararla Cidelileri Cideleri ve Rıfat Ilgazları ile baş başa bırakarak 2007 Temmuzunda tekrar görüşmek üzere vedalaşıp Taşköprü'ye geri döndük.

Hiç yorum yok: