28 Haziran 2008 Cumartesi

İkinci yenicilerden hangisi sizin şairiniz?

İkinci yenicilerden hangisi sizin şairiniz?

YAZDIR YOLLA
27/06/2008
Bu testte size dengenizin bozulması pahasına bazı sorular sorup hangi İkinci Yeni şairinin atlarınıza fısıldadığını bulmaya çalışacağız. Seçenekleri oluşturan dizeleri teste uyarlamak için azıcık eğip büktük, affola... Dikkat: Bu test iki sonuç verir. Testi çözen herkes öncelikle İlhan Berk’tir. İkincisini bulmaksa size düşüyor.
1) Yalnızlık üzerine söylenmeyerek, ama söyleyerek, üzerine üzerine, başlayalım. a) Bir ovanın düz oluşu gibi bir şey b) Hangi cebini karıştırsan yalnızlık c) Her yalnızlık bir ihtilaldir. d) Ne güzel bir hiç 2) Aşka dair ne varsa söylensin de akıllarda bir kahır olarak kalmasın.a) Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra, sonrası iyilik güzellik b) Aşkın aşkla çarpımı nedendir bilinmez hep sonsuzdur c) Aşk iyidir bak, duyumunu artırır insanın d) Aşk örgütlenmektir, bir düşünün ağabeyler 3) Sevişmek ise gitmiyor hiçbir düşün içinden. Olmazsa, anlamsız. a) Yoksuluz, gecelerimiz çok kısa, dörtnala sevişmek lazım b) Sevişmek oldum olası bizim işimizdir c) Sevişmek alanıdır yüreğin d) Artık atından inmeden sevişmeye alışmalısın 4) Mutluluk da çalıyor kapıları, hiç sesini duyan yokmuş. a) Mutluluk: Açan tütün, körelten tütün b) Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı c) Ölü bir denizyıldızıdır mutluluk d) Efendiler! Eşekler susabilirler. Ne yani çocuklar hiç gülmeyecek mi? 5) İnsan kadar ölümlüyüz de, üzerimize hep bir intiharın gölgesi mi vurmuş? a) Üstündekileri bir bir fırlatıp atan bir leylak sesi... b) Bir intihar üstüne söylenti bütün kıyıları dolaştı durdu kısacık bir akşam c) Ve intiharı mutluluk gibi dışımda duydum d) Ben ki son üç gecedir intihar etmedim bilemem 6) Sonrasında, sanki, karardıkça kararıyor üzerine çöken karanlık.a) Uzatmış ay aydınlık karanlığıma, nerden uzatmışsa tenha boynunu b) Yakışmıyor konuşmak üzere, öyle barışlar okuyup yaşamak yalnızlığı kara kara c) İçimde kara kara bulutlar sallandı, ki sallandılar. Dışarı yağamadım d) Geçer sokaktan bakışsız bir kedi kara. Çuvalında yeni ölmüş bir çocuk. 7) Geceler uzun, geceler kısa, geceler siyah beyaz...a) Gece bitkilerinden korkuyorum hayır, geceleri bitkilerden b) Gecenin şarkısı senin olsun ben istemem c) Üç gün üç gece geçti ben yoktum. On gün daha geçti, sonra ben günleri unuttum d) Sanskritçeye çekilmiş atlar gibi geceleri 8) Ve belki de gecelerin zamanı az.a) Saat 12’den sonra bütün içkiler şaraptır b) Kimi zaman bir japon gibi uykusuz kaldım c) Saniyeler sümbüller gibiydi, dokunsam iki parmağım arasında akıyordu d) Ay çıktığı zaman güzelliği katedrallerden atarlar, cam gibi cam gibi 9) Öyleyse, söylemek istenilen bir şey varsa, saklı kalmasın.a) Hadi git! Benden sana dilediğince izin b) Kavundan üç dilim kestim, birini yedim, birini sana ayırdım c) Sana her zaman söylüyorum senin yüzünde gülmek var d) Sana uzun heceli bir kent vereceğim. Girince kapıları yitecek ve boş! 10) Zamanı geldi, gitmek mi lazım?a) Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar, gitsinler b) Bir sevgiye doymayacak kalbim, anladım. Alıp başımı gideceğim. c) Bu böyle kimin gittiği! Sen dur ey! d) Gerçeklikte gemiler terk etmektedir fareleri. a’lar çoksa: Cemal SüreyaDer ki: “Yazacaksın diye dürtüldüm de sanki. Öyle dediler. Sanki dediler. Öyle de dediler, sanki de dediler. Bunun dışında sanırım, kendim nasılsam, yazma deneyim de öyle olmuş. Kimi zaman, özellikle düzyazıda, düşüncemi ortaya koyma, çevremdekileri değerlendirme, sözü alma tavrı öne geçmiş. Okuduklarımdan o türlü de yararlanmadan edemeyen bir adam var onlarda. Kimi zaman da düşüncesini yazdıklarıyla birlikte çaprazlı pırtı halinde enine giymiş bir adam. Sanırım, ikincisiyim ben. Yazma edimimde bir av, bir başarı isteği, bir görünme tutkusu yok gibi geliyor bana. Varsa da, farkında değilim. Yazmayı bırakabilir miyim? Rahatça evet.” b’ler çoksa: Turgut UyarDer ki: “Yaşadığım çok kötü günler, yaşadığım anlardaki yoğunluğunu yitirdi. Yaşadığım iyi günleri de unutmuşum. Sonuç: Anlamsız bir ortalama. Neden de galiba hep tek başına yaşamaya zorlanmam. Toplumsal düzen gereği, mutluluğu tek başına aramam. Bin türlü (ve hâlâ süren) hesaplı kargaşadan tek başına çıkabileceğim konusunda şartlandırılmam. Benim için ve benim durumumda olanlar için nerden bakılsa önemli olan sonuçtur. Anlık mutluluklar (mutsuzluklar birikir) birikmiyor.” c’ler çoksa: Edip CanseverDer ki: “Güzelin, çirkinin, iyinin, kötünün düşsel kahramanları olmak özümüzde var bizim. Şair kısmı buna katılmadan, bu kahramanlığı sindirmeden edemiyor işte. Övgüye de yönelse yergiye de, karşısına çıkan ilk varlık “ben” oluyor. Böylece her şeyde kendine benzer bir şeyler bulduğu gibi, yazdığı şiirlerde de herkesin kendine benzer bir şeyler bulmasına alan hazırlıyor o. Bence böylesi bir yalnızlık çok doğal ve olumludur, övülmeye değer.” d’ler çoksa: Ece AyhanDer ki: “Şiirim, bütün o olumsuz görünüşlerine rağmen her halükarda insanın incinmemesini gözetir, bunu söylemek isterim. Şiirim, insanı yalnız bırakmayı, yalnız kılmayı amaçlıyor işte. Çılgın kalabalıklardan uzak. Şiirimin, insanı birtakım sokaklardan geçirdikten sonra nihayet çıkmaz bir sokakta öyle bırakıvermesinin nedeni belki de budur işte. Bizler ne de olsa yüzyıllar boyu enflasyon çağının çocuklarıyız hep. Bizlerin fotoğrafları böyle hep negatif görünüşlü bundan, bizim suçumuz ne?”

Latife Tekin: Madımak olayı aklıma geldi

Latife Tekin: Madımak olayı aklıma geldi
YAZDIR YOLLA
28/06/2008
Karabük'te susturulan yazar Latife Tekin'le AKP'li Belediye Başkanı Erer arasındaki polemik sürüyor

LATİFE TEKİN'E AYIP ETTİLER HABERİ İÇİN TIKLAYIN

İSTANBUL - Karabük Kültür Sanat Festivali'nde yaptığı konuşmada hükümetin enerji politikasını eleştirirken engellenen yazar Latife Tekin, bu müdahaleyi kendisine silah çekmekle eş değer gördüğünü söyledi. Tekin, yaşadıkları ile Sivas'taki ‘Madımak Olayı'nı hissettiğini anlattı.
Festival kapsamındaki etkinlikte AKP'nin enerji politikalarını eleştiren yazar Latife Tekin, konuşmasının bir bölümünde, “AKP'nin bu aşağılık enerji politikaları” dediğini belirterek şöyle dedi:
“O anda belediye başkanı ayağa fırladı. Ben konuşurken sabrediyormuş, onu da söyledi. ‘Sen benim paramla buraya geldin. Konuşamazsın. Sen siyaset yapamazsın burada' dedi. Belediye Başkanı Hüseyin Erer'in bu tepkisine, ‘Hayır siz vermediniz ben kendi paramla geldim’ karşılığını verdim.”

'Susturulmak silah çekmekle eş değer'

Latife Tekin, konuşmasının engellenmesi için ses düzeninin kapatılmasına ilişkin, “Sesimin kesilmesi boğazımın sıkılması anlamına geliyor. ‘İnin' dedi, ‘Susun' dedi. Ben de; ‘Polis çağırın beni ancak böyle indirebilirsiniz. Siz beni susturamazsınz. Yazarları tanımıyorsunuz' dedim. Bir kamera vardı. Onu kapattırdı. Mikrofonumu kapattılar. O aslında silah çekmek demek. Bana, ‘Haydi bağır şimdi' dedi. Ben sadece acı bir biçimde gülümsedim. ‘Ben söyleyeceğimi söyledim' dedim. Acı bir olaydı” diye devam etti.
Tekin, olayı anlatırken, yazar arkadaşlarından bazılarının tehdit edildiğini de öne sürdü. AKP’nin yazarlar konusunda farklı düşünceleri olduğunu iddia eden Tekin, olay sırasında aklına Sivas'taki 37 aydının yakılarak öldürüldüğü ‘Madımak Oteli olayının' geldiğini de söyledi. Latife Tekin, şöyle devam etti:
“Madımak olayı aklıma geldi. Birden, orada başka yazarlaron da olduğunu düşündüm. Büyük bir gerginlik olabilir. Ben onu anladığım için yerimden sessizce kalktım ve Karabük'ten ayrıldım. Beni alkışlayan Onur Caymaz tehdit edildi. ‘Rüzgar ve güneşimizi neden kullanmıyoruz?' deyince beni alkışlamış. Arkadan biri ‘Boyunu kırarım' diyordu. Evet yani gerçekten onu hissettim. İnsanları nasıl yaktılar, orada onu hissettim.”

Belediye Başkanı: Tekin provakasyon yaptı

Karabük Kültür Sanat ve Sanayi Festivali'nde, AKP'yi eleştiren yazar Latife Tekin'e müdahale ederek, toplantıyı terketmesine yol açan AKP'li Karabük Belediye Başkanı Hüseyin Erer ise Latife Tekin'i suçlarken, "Provakasayon yaptı, kültür, sanat etkinliğini siyasi platforma çevirdi" dedi. Erer, Tekin'in Başbakan Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e de hakaret ettiğini savundu. Radikal'in sorularını yanıtlayan Erer olayla ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
SOLCULARLA ÇALIŞIYORUM: Karabük Kültür Sanat ve Sanayi Festivali kapsamında, 'Kentleşme Sanayi ve Edebiyat' konu başlıklı konferansı sol/sosyal demokrat eğilimli Karabük Kültür Sanat Derneği organize etti. Bu tür etkinliklerde birlikte çalışıyoruz. Ben insanları siyasi görüşüne göre değil, yaptığı işe göre değerlendiriyorum. Bu arkadaşlar da konuşmacı olarak Alper Akçam, Latife Tekin ve Vecdi Çıracıoğlu'nu davet etmiş.
SİYASİ KONUŞTU: Ben geldiğimde Latife hanım konuşuyordu. Bir süre dinledim; ancak konuyla ilgili olmayan siyasi konuşmalar yapıyordu. Ben de öne geçtim, belki esas konuya gelir, konuşmasını dengeler diye. Ancak yine bu tarz konuşmayı sürdürdü. Yanımda Kültür Sanat Derneği'nden Güldane hanım vardı. Latife hanımı işaret ederek, 'Niye siyaset konuşuyor; konu bu değil' dedim. Latife hanım da beni gördü, 'Ben burada özgürce konuşamayacaksam, burada da durmamın hiç bir anlamı yok. Eleştiriye açık olun' dedi. Ben her türlü fikrin söylenmesinden yanayım. Ancak kültür sanat etkinliğinde siyaset yapılmamalı; bu tür etkinlikler siyasi platforma çevrilmemeli.
HAKARET ETTİ: Latife hanım Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza yönelik siyasi çıkışlar yaptı; 'Bunlar da halk çocuğuydu; Tayyip ile Abdullah. Ama öğle değiller' dedi. 'AKP'nin enerji politikası aşağılık bir politikadır' dedi. Kente yeni geldiği halde Karabük Belediyesi'ni eleştirdi. Ben de 'Lütfen siyaset yapmayın; ben de yapmıyorum burada' dedim. O da bağırarak yanıt verince üç dakika kadar tartışma çıktı. Hanımefendi de orayı terketti. Siyaset yaparak hakaret edince ben de müdahale ettim.
PROVAKASYON YAPTI: İtişme, kavga olmadı. Bence yaptığı bir provakasyondu. Ben AK Partili olmasaydım da benzer bir tepki gösterirdim. Karabük'ü küçük düşürmesiydi tepki koyduğum. AK Parti'yle bir ilgisi yok. Kültür Sanat Derneği de tepki gösterdi.
'REKLAM' DEDİLER: Ben Latife hanımı tanımam. İlk kez orada gördüm. Birileri bana yeni bir kitabı çıktı; 'reklam yapıyor olabilir' dediler. Ben böyle bir şeye ihtimal vermiyorum; ama böyle kuşkular da var. Olay bundan ibaret. (radikal/dha)

Başkan'dan yazara: Tamam bacım, terk et burayı
YAZDIR YOLLA
27/06/2008
Karabük Kültür Sanat ve Sanayi Festivali'nde, konferansa katılan yazar Latife Tekin, AKP'nin enerji politikasını eleştirince AKP'li Belediye Başkanı Erer'in tepkisiyle karşılaştı. Tartışmanın sertleşmesi üzerine Tekin konferansı terk etti

LATİFE TEKİN: AKLIMA MADIMAK OLAYI GELDİ HABERİ İÇİN TIKLAYIN


KARABÜK - Karabük Kültür Sanat ve Sanayi Festivali kapsamında dün düzenlenen konferansta hükümeti ve enerji politikasını eleştiren yazar Latife Tekin, Karabük Belediye Başkanı AKP'li Hüseyin Erer’in tepkisiyle karşılaştı. Erer’in konferansta siyaset yapılamayacağı tepkisi üzerine Latife Tekin konferansı terk etti.
Bu yıl 3'ncüsü düzenlenen Karabük Kültür Sanat ve Sanayi Festivali kapsamında,‘Kentleşme Sanayi ve Edebiyat’ konu başlıklı konferansa konuşmacı olarak Alper Akçam ve Vecdi Çıracıoğlu ile birlikte Latife Tekin de katıldı. Konferans, açık havada belediyenin önünde kurulan bir plaformda yapıldı. Konuşmasında hükümetin enerji politikasını ve nükleer santral kurulmasını eleştiren Latife Tekin, şunları söyledi:

'Bu ülkede nükleer santrala ihtiyaç yok'

“Türkiye son derece kritik bir dönemden geçiyor. Ülkemiz satılmış. Bir ülkemiz var mı, yok mu belli değil. Kadınlarımız kapatılmış. Şimdi böyle bir durumda Karabük’e geldim. Türkiye’de her yere gittim ben. Türkiye’de ne yaşandığını televizyonlardan öğrenemiyoruz. Ben buraya geldim ve Karabük’te ne olduğunu yürüdüğüm anda gördüm. Burada kadınlara ne yapıldığını gördüm. Burada kim ne yapmış her şeyi gördüm. Irmağınızı gördüm, ırmağınız çok kirli. Gidip o ırmağı temizlemeniz lazım. Kızılırmak’ın suyunu ne yaptılar, Ankara’ya taşıdılar. Büyük kentler ihtilaf oluşturdular. Kızılırmak’ın suyunu çaldı Ankaralılar. Kızılırmak’ın suyunu Ankaralılar içiyor. Ne olacak sonra o bölgede. Bu doğanın bir sistemi var. Evet Sinop’a şimdi nükleer santral mı yapacaklar? Yapacaklar evet, yapacaklar. Yapmamaları gerekiyor. Yapmasınlar diye ben savaşacağım, savaşıyorum zaten. Çünkü neden, şimdi nükleer santral yapacaklar değil mi? Aşağılık bir enerji politikası var bu hükümetin. Nükleer santrale ihtiyaç yok bu ülkede. Rüzgarımız var, güneşimiz var, yenilebilir enerjimiz var. Nükleer santral de istemiyor, evet.”

'İstersen tutuklat, ben söylerim'

Latife Tekin’in konuşmasını davetlilerin bir bölümü alkışlarken, Karabük Belediye Başkanı Hüseyin Erer tepki gösterdi. Bu gelişme üzerine Latife Tekin, “Ben konuşurum beyefendi. Ben konuşurum. İstersen tutuklat. Nükleer santrale karşıyım ve bunu söylemeye hakkım var. Sen beni tutuklat. Ben burada olay çıkartıyorum, tutuklat. Ben AKP’nin enerji politikasına aşağılık ve halka karşı buluyorum. Tamam mı, ben söylerim. Ben bunu televizyonda da söylerim. Ben diyorum ki, ben halkım, ben yazarım ve benim bir vicdanım var” diye konuştu.

‘Belediye sayesinde burada oturdun’

Ayağa kalkarak platformun önüne gelen Belediye Başkanı Hüseyin Erer ise elini havaya kaldırarak, “Tamam bacım hadi, bu belediye sayesinde burada oturdun konuşuyorsun. Lütfen terk et burayı” dedi. Latife Tekin de Başkan Erer'e, “Ben enerji politikasını eleştiriyorum” diye cevap verdi.
Gerginlik tırmanırken Başkan Erer, eliyle platforma vurarak, “Boşversene sen. Politika yapamazsın sen. Herkesten para alıp benim yerimde politika yapamazsın. Kalk oradan, basında yap” diye konuşurken, yanındakiler başkanı kolundan tutup çekerek sakinleştirmeye çalıştı.
Bu sırada ön sıralarda bulunan bir iki kişi de Latife Tekin'e tepki gösterince Tekin, “Enerji politikasını eleştirmeyecek miyim?” diye çıkıştı. Kalabalıktaki bir kişi, “Sus konuşmanı istemiyoruz” derken, bazı kişiler ise alkışlayarak, “Konuşsun kardeşim” dedi.
Yeniden platformun önüne gelen Başkan Hüseyin Erer, eliyle git işareti yaparak, “Ben siyaset yapmıyorum. Hanımefendi lütfen terk et burayı” dedikten sonra yerine geçti. Latife Tekin daha sonra platformdan inerken, diğer konuşmacılar ise kısa konuşmalar yaptı. (dha)
YORUM YAZ
YAZDIR YOLLA
YORUMLARI OKU (13)
OKUR YORUMLARI
TÜMÜ (13)
28/6/200816:37
Radikal tarafsiz haber yamisdirLütfen ilk basta haberi bastan asagi okuyalim sonra yorum yapalim. Asagilk kelimesi var haberin icinde.
Onur Ulucan
28/6/200815:32
yeterSelim arkadaşımız radikali kınamış ama bende kendisini kınıyorum.haberi okumadığı belli.gerçi okusaydı yine de fikrini değişeceğini sanmıyorum ama nyse.haberde yazıyor .yazar enrji politikası için aşağılık bir enerji politikası demiş.radiikal de bunu yazmış..önemli olan bunu yazmak.yazanları eleştirmek değil.yapılanlara tepki koymak.halbuki ortada bir yanlış var, düşünce özgürlüğünü kısıtlama var.bunlar konuşulmuyor ama gazete haber yapmış diye gazte suçlanıyor.işler böyle yürüyor bu memlekette.keşke her gazete magazin yerine ekonomik ve güncel olayları bu kadar yakından takip etmemizi sağlasa.bazı arkadaşlarda Akp eleştirilerini hoş karşılasa.sanki AKP li milletvekilleri bu ülkenin en dürüst ve en iyi insanları.onlarda nsan ve hata yapıyorlar.ama bu kadar kadrolaşma ve bu kadar sömürü görülmemiştir.aç insanları düşünen kim.ağzına bir parmak bal çalıp oy aldıktan sonra ekonomik gelişmeyi ilerletememek ve yaşamayı daha zor hale getirmek insalığa sığmaz.siyasetet de.işte bu yüzden ülkemizde siyaset raezil bir durumda.siyaset bu yüzdne bu kadar alet edilmeyecek nojktaya gelmiştir.yabancı ülkeler öyle mi.kim gelirse gelsin iktidar, herkes ülkesi için çalışıyor.bizde ise herkes kadrolaşıyo.yine en büyük alkış benden AKP ye ve hala bu kadar yanlışı yapmalarına rağmen AKP ye oy verenlere.size en kocamanından alkışlar yolluyorum..yapacak birşey yok.eleştiremiyoruz bari alkışlayalım sizi.bravo..bravo
Erkan Çelik
28/6/200814:24
sadece ve sadece kendine hoö görüAkp.ye bu çok görülmemesı gerek çünkü akp zihniyetı dışında olan her fikir ve düşünce yanlıştır,evet memleket peşkeş çekılırken değerlı yazarlar tabiki bu peşkeşçılerı eleştırecekler,birileri çıkıp yazarı kınıyor önce memleketı peşkeş çekenler kınanması gerekmezmı ,memleket akpyi peşkeş çekmıyor AKP memleketı her yönüyle peşkeş çekiyor esas kınanması gereken 301 dayanıp yazarlara boynunu kırarım diyenler kınanmalı,ben bunları kınıyorum,kafasını kuma gömenler lütfen saygı değer yazarlara saygılı olsunlar.
Memo YILMAZ

TÖS KASTAMONU ŞUBESİ YAYIN ORGANI GÜNEŞ GAZETESİ'NİN NİSAN 1970 TARİHLİ İLK SAYISI

TÖS KASTAMONU ŞUBESİ YAYIN ORGANI GÜNEŞ GAZETESİ'NİN NİSAN 1970 TARİHLİ İLK SAYISININ 1. SAYFASI
TÖS KASTAMONU ŞUBESİ YAYIN ORGANI GÜNEŞ GAZETESİ'NİN NİSAN 1970 TARİHLİ İLK SAYISININ 2. SAYFASI
TÖS KASTAMONU ŞUBESİ YAYIN ORGANI GÜNEŞ GAZETESİ'NİN NİSAN 1970 TARİHLİ İLK SAYISININ 3. SAYFASI
TÖS KASTAMONU ŞUBESİ YAYIN ORGANI GÜNEŞ GAZETESİ'NİN NİSAN 1970 TARİHLİ İLK SAYISININ 4. SAYFASI