29 Ocak 2009 Perşembe

ALİ ŞAHİN: EN İYİ DERLEYİCİ

ALİ ŞAHİN: EN İYİ DERLEYİCİ
Kategori: Deginmeler
02 Ocak 2006 Pazartesi

ALİ ŞAHİN: EN İYİ DERLEYİCİ
"...Kastamonu'nun Devrekani ilçesindeki Mustafa Kaya Şenlik bölge okulundakiöğrencilerin en belirgin özelliği, Türkçe öğretmeni olmak istemeleri. Genç Türkçe öğretmenlerine olan hayranlıklarını gizlemeyen öğrenciler, Türkçe ders saatlerini iple çekiyorlar.*Hüzünlü öykülerini anlatarak içlerini dökmek için birbirleriyle kıyasıya yarışırken, üzerlerine çevrilen objektife karşı anında 'hazır ol'' durumuna geçiyorlar.'Ekmek elden su gölden, bir de dayak olmasa'Kastamonu'nun 5 bin nüfuslu Devrekâni ilçesine bağlı 262 öğrencili Mustafa Kaya Şenlik Yatılı İlköğretim Bölge Okulu (YİBO). İnebolu, Devrekani ve Küre'nin dağlık köylerinden gelen yoksulluğu tüm ağırlıklarıyla taşıyan çocuklardan oluşuyor. 1998- 1999 öğretim döneminde hizmete açılan okul, ilçeden 13 kilometre uzaklıkta bulunuyor.108 kız öğrenci okuyor. Çok sayıda yoksul öğrenciye ''eğitim kapılarını'' aralıyor. Aile özlemiyle karışan korku yüzünden altına kaçıran çocukların gece saatlerinde nöbetçi öğretmenler tarafından tuvalete kaldırıldığı okulda, ikinci çözüm de altı muşamba serili yatakların bulunduğu ''harita odaları''. İdrarın çarşafta harita izi bırakması nedeniyle ''harita odası'' adı verilen özel bölümlere alınan çocuklar ilaçlarla tedavi ediliyor.Mustafa Kaya Şenlik YİBO'daki öğrencilerin en belirgin özelliği, Türkçe öğretmeni olmak istemeleri. Genç Türkçe öğretmenlerine olan hayranlıklarını gizlemeyen öğrenciler, Türkçe ders saatlerini iple çekiyorlar.Hüzünlü öykülerini anlatarak içlerini dökmek için birbirleriyle kıyasıya yarışırken, üzerlerine çevrilen objektife karşı anında ''hazır ol'' durumuna geçiyorlar.Müdür yardımcısının kendilerine yönelik hoşgörüsüzlüğünden yakınan öğrenciler, yaşadıkları acıları anlatırken adlarının açıklanmamasında da ısrar ediyorlar. Okul yöneticisinin, birkaç arkadaşlarının sırtında sopa kırdığını sırasıyla onaylarken şiddeti kendi tümceleriyle şöyle aktarıyorlar:''Öğretmenimiz, bize tekme tokat girişiyor. Sanki dövmek için bahane arıyor. Geç yattığımızda, tuvaletleri, koğuşları iyi temizlemediğimizde, birisinin parası kaybolduğunda, banyoya izinsiz girdiğimizde, yemek saatinden 10 dakika önce yemekhaneye gittiğimizde bizi dövüyor, ellerimize poşet giydirerek tuvalet temizletiyor. Fırçalarla değil elimizle temizletiyor. Değnek gibi bir sopası var. Hafta sonlarımız zaten hep dayakla geçiyor. Ders anlatması da çok sinirli. Bize bir şey yazdırırken ayaklarını sıraya dayıyor. Yetişemediğimiz yeri tekrar sorduğumuzda, bizimle 'elma, armut' diye dalga geçiyor.''Kâh kuşkulu bakışlarla ''ispiyoncu arkadaşlarını'' kolaçan edip, kâh uzaklara dalıp, her konuyu tek isteğe bağlıyorlar: ''Lütfen bizi Sadık öğretmenden kurtarın.'''İmam olmak istemiyorum'11 yaşındaki 5. sınıf öğrencisi Ömer Faruk Cebeci 'nin yatılı okulda okumaktan memnunluğu endişeyle örülü. Özetliyor günlerini:''Ekmek elden su gölden! Burası köye göre çok daha rahat, bir de büyük öğrencilerden dayak yemesek.''Babası köyde imam, ancak o ''doktorluk ya da öğretmenlik'' mesleğini istiyor. Babasının mesleğini istememesini çocuk saflığıyla anlatıyor:''İmamlık çok zor iş. Bu konuda kendime güvenemiyorum. İmam olursan, çok sorumlu olman gerekiyor. Hadi, saat 05.00'te kalkamadım, sabah ezanını okumayı unuttum. O zaman ne olacak? Tabii ki çok kötü olur. Ben bu sorumluluğu alamam. Ezan okumayı unutmama konusunda kendime güvenemiyorum.''Okula diğer kardeşiyle birlikte babası tarafından yazdırılmış. Ailesinin, para gönderememesine değil, ama ''yaşamın adaletsizliğine'' tepkisini gizleyemiyor:''Büyük çocuklar bize küfrediyor, bizi dövüyor, onlara gücümüz yetmiyor. Yemeklerden de şikâyetimiz var. Canımız salata, yumurta, meyve çekiyor. Arkadaşlarımız sık sık kabakulak, grip oluyor.''Yine de öncelikli isteğini bilgisayar ve televizyon olarak sıralıyor.İnşaat işçiliği de düşlenir mi?12 yaşındaki Selami Bakal 'ın en büyük düşü ''inşaat işçisi'' olmak. Annesine ilişkin bildikleri, büyükanne-büyükbabasının anlattıklarıyla resimlenmiş. Çocuk yüreğinde duyduklarıyla örmüş tepkisini de:''Benim babamı annem öldürmüş. Bir gün babam, gece dedemin yanına uğrayınca annem Satılmış diye biriyle kaçmış. Daha sonra da babamı hayalarına vurararak öldürmüşler. Annem şimdi Kastamonu'da yaşıyor. Beni bu okuldan almak istedi, beni görmek istedi, ama onu görmek istemedim. Küçükken beni de öldürmek istedi. Beni küçükken tepedeki beşikten yuvarladı. Ondan nefret ediyorum. Bana amcalarım bakıyor.''Bir amcası kız kaçırdığı için cezaevindeymiş. Umutlarının erken kırıldığını ele veriyor, ama amcasını mı daha çok seviyor, mesleğini mi, anlaşılamıyor:''Aynı onun gibi inşaat işçisi olmak istiyorum. Hayattan fazlaca bir beklentim yok.''Patlamış ayakkabısından dert yanarken okulu da es geçmiyor:''Hep fasulye yiyoruz. Çarşafları hafta sonu ailemize götürüyoruz. Ama ben en son 15 tatilde köye gitmiştim. O zamandan beri çarşaflarım temizlenemedi. Ayrıca daha çok banyo yapmak istiyoruz.''Annesi ve babası 7 yıl önce ayrılan Mustafa Oral , aile özleminin yanı sıra geçmişe duyduğu öfkeyi de büyütüyor. 7 yıldır annesinin onu hiç aramamasını aktarırken gözleri buğulanıyor, babasının işsizliğinin sona ermesi belki ilk umudu. 1 kardeşi burada, diğer 2 kardeşi de yetiştirme yurdunda. Ailesini göremediği geçmiş Şeker Bayramı'nda olduğu gibi bu bayram da onun için ''yalnızlığı'' perçinliyor.Asmaloz köyünden gelen Dilek ve Melek Öztürk kardeşler de sisli bir geçmişi sıralıyorlar. Dilek 12, Melek 13 yaşında... Okumak istemeyen Melek, bu okula yazdırılan kardeşi nedeniyle 6. sınıfa kaydolmuş. Ailesinden ilk defa ayrılan Dilek, okulun ilk günlerinde bunalım geçirerek ''intihar edeceğini'' söyleyince, annesi diğer kardeşi Melek'i de okula göndererek olayı çözümlemiş. Evin geçimini sağlayan ağabeyinin İstanbul'da bir konfeksiyoncuda çalıştığını anlatıyor. Geleceğe yönelik hedeflerinde de çıtayı alçak tutuyor:''Çocuklara iyi davranmayı ve Türkçe öğretmeni olmayı istiyorum.''Ali Şahin'e ulaşmanın en kestirme yolu: Taşköprü'den Bakışhttp://www.blogcu.com/alisahin37/152543/ali şahinBiyografisi:"Ben ve Sitem Hakkında" En çok; kültür, sanat, edebiyat... ve birazcık da politika; sonra yaklaşık 5 aydır- 19 Haziran 2005'ten bu yana- da site merakım...• Ad Soyad: Ali ŞAHİN• Cinsiyet: Erkek• Doğum Tarihi: Şubat 2, 1952 (Yaş: 53)• Yer: Kastamonu/ Taşköprü, TurkiyeALİ ŞAHİN (alsah*) : Kastamonu- Taşköprü Yazıhamit Köyü (02.02.1952); Yazıhamit Köyü İlkokulu (1964); Taşköprü Ortaokulu (1967); Çorum Öğretmen Okulu (1970); Ankara GEE Türkçe Bölümü (1975- 1978 Mektupla Öğretim); Eskişehir AÜAÖF' nde TDE Lisans tamamlama (1992 Dışardan); Tosya Gökçeöz Köyü (1970-1974); Taşköprü Kızılcaören Köyü İlkokul Öğretmenliği (1974-1980) ve Taşköprü Sevim Tokatlı Kız Meslek Lisesi TDE Öğretmenliği ve Müdür Yardımcılığı (1980-1998); İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Tedviren Şube Müdürlüğü (1998); Devrekani İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü (1998-2003) ve Tokat- Pazar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü (2003- 2004) Emeklilik (17.02.2004- ?)E- posta:alisahin37@gmail.comalsah@mynet.comasahin37@hotmail.comsahin_ali_@hotmail.com (Yeni Edebiyat)ilgi alanlarım: Kültür, Sanat, Edebiyat, EğitimGençEdebiyathttp://gencedebiyat.blogspot.com/2006/01/ali-ahin-en-iyi-derleyici.html

Hiç yorum yok: