3 Nisan 2009 Cuma

SURİYE'DEN GELİYORUZ / Gökhan Cengizhan

ekin-sanat-şubat sayısı

SURİYE'DEN GELİYORUZ.

Gökhan Cengizhan
Edebiyatçılar Derneği Genel Başkanı


Türkiyeli aydın, yazar ve edebiyatçılar, iki ulusal yazar örgütü,
Türkiye PEN Merkezi ve Türkiye Edebiyatçılar Derneği öncülüğünde,
İsrail devletinin Filistin'e ve Gazze'ye saldırısını protesto
etmek ve Filistin halkıyla dayanışmak amacıyla oluşturulan bir
heyetle gittikleri Suriye'den döndüler.

Heyette, yalnızca yazar örgütleri üyeleri değil, SES, Eğitim-Sen,
PSAKD, Tabipler Odası, Barış Meclisi, Halkevleri, KESK gibi
demokratik kitle örgütü temsilcileri de yer aldılar.

Antakya'dan karayoluyla ve 28 kişilik bir otobüsle, 21 Ocak 2009
Çarşamba gecesi Suriye'ye giriş yapan heyetin, 22 Ocak 2009
Perşembe sabahı, Şam'da, ilk durağı, Arap Yazarlar Birliği oldu.
Burada, Arap Yazarlar Birliği Başkanı Dr. Hüseyin Cuma ve diğer
yönetim kurulu üyeleriyle görüşüldü.

Bu görüşmede, Arap Yazarlar Birliği Başkanı Dr. Hüseyin Cuma bir
konuşma yaparak özetle şunları ifade etti: "Türkiye Edebiyatçılar
Derneği ile dayanışma içerisinde olmaktan mutluyuz. Gazze
vahşetini kınıyoruz. Siyonist İsrail, arkasına emperyalist ilişki
içerisinde olduğu ABD'yi de alarak Gazze'de kadın, çocuk demeden
1.500'e yakın insanı katletmiştir. Uluslar arası belgelerle
yasaklanan her türlü silah bu katliamda İsrail tarafından
kullanılmıştır. Beyaz fosfor ve uranyum bombaları kullandıklarını
itiraf etmişlerdir. Bu bombalardan kendi askerlerinin de
yaralanmış olması bu itiraflara neden olmuştur. Katliam ile ilgili
elimizde bir CD var ve en kısa sürede bunu size ileteceğiz.
10.11.1975'te BM tarafından yayınlanan

3373 nolu karar "Siyonizm
ırkçılıktır" demektedir. Bu kararı tüm dünyaya anımsatmakta yarar
vardır. BM'nin Siyonizm ile ilgili kararını dünyaya duyurma
konusunda sizlerden yardım talep ediyoruz. İsrail bayrağı
üzerindeki iki mavi çizgi Fırat ve Dicle'yi değil tüm Ortadoğu'yu
içine alan sınırlardır ve İsrail'in Gazze'yi haritadan silme
amacının arkasında bu sınırları Ortadoğu ile genişletme niyeti
yatmaktadır."

Hüseyin Cuma sözlerine şöyle devam etti: "Bu katliama karşı
sizlerden beklentilerimizden biri de gerek İsrail'e ve gerekse bu
katliama kayıtsız kalıp bir anlamda destekleyen BM'ye karşı
davalar açmanızdır.

Türkiye Edebiyatçılar Derneği adına Gökhan Cengizhan bir konuşma
yaptı ve konuşmasında özetle şunları söyledi; "İsrail'in Gazze
işgalini ve katliamı kınıyoruz. Sizlere desteğimizi sunmak,
Türkiye halkının tepkisini iletmek için buradayız. Kuneytra'yı ve
Golan'ı gezip savaş hakkında bilgi sahibi olmak istedik. İsrail
1967 yılında, 1200 kilometrekare Suriye toprağını işgal edip, 1973
yılında Kuneytra'yı yerle bir ederek geri çekildi. Ancak biz
biliyoruz ki, halen işgal altındaki Golan'ın diğer yerleşim
yerlerinden çekilmedikçe bu sorunun çözülmesi mümkün değildir."

Gezi, bu ziyaretten itibaren, El Cezire TV, Suriye TV, İran ve
Lübnan El Alem TV kanalları tarafından, baştan sona görüntülendi.

Suriyeli ve sürgündeki Filistinli gazeteci-yazar örgütleriyle
birlikte, İsrail sınırındaki Kuneytra kasabasına gidilerek, İsrail
devletinin uyguladığı soykırım politikası lanetlendi. Suriye-
İsrail-Filistin ortak sınırında, "sıfır" noktasındaki Golan
tepelerinde, kimi katılımcılar, İsrail'e sembolik taşlar
fırlatmayı da ihmal etmedi.

BM gözetimindeki bu bölgeye, daha önceden alınan "özel" izinle
girildiğini de belirtelim. Sınırın, Suriye tarafında
bulunan "barış bahçesi"ne, birer zeytin fidanı dikilerek, Suriye
ve Filistin halklarına yönelik dayanışma duyguları somutlaştırıldı.

Kuneytra valisi Riyad Hicap tarafından da kabul edilen heyete,
bölgenin özgürlük mücadelesini simgeleyen bir plaket verildi. Vali
Riyad Hicab şunları söyledi; "Heyetinizin burada olmasından ve
Türkiye halkının bizlere vermiş olduğu destekten memnunuz. Türkiye
halkı bu süreçte bizlere bazı Arap halklarından çok daha fazla
destek vermiştir. Türkiye - Suriye ve Filistin halkları arasındaki
ilişkilerin daha fazla geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bizler
burada sizlere İsrail vahşetini göstereceğiz. 1967-1973 arası
İsrail buralarda neler yaptıysa çok benzerini bugün Gazze'de
yapmıştır. Kuneytra şu an 510 bin nüfusu olan bir ildir. Şu an
İsrail işgali altındaki Golan tepesinde 5 köy ve 30 bin civarında
bir nüfus bulunmaktadır. 1967 yılında İsrail buraları işgal
ettiğinde 153 bin nüfusa sahiptik ve 240 köyümüz yerle bir edildi.
Bu köylerde yaşayanların hemen tümü göçe zorlandı ve ülkelerini
terk ettiler. Göç edenlerin yerlerine Golan'da Yahudi yerleşim
yerleri kuruldu."

Aynı gün, akşam saatlerinde, Şam'da bulunan, Muhayyem Yerduk
Filistin mülteci mahallesine gidildi ve Filistin Halk Kurtuluş
Cephesi'nin (FHKC) Cafra Gençlik Merkezi'ni ziyaret edildi.
Burada, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi politbüro üyesi, dış
ilişkiler şefi Ebu Ahmet Fuad ve Filistinli Gazeteciler-Yazarlar
Birliği Başkan Yardımcısı Tahsin Halebi ile görüşüldü.

Ebu Ahmet Fuad bir konuşma yaptı ve konuşmasında özetle şunları
söyledi; "Heyetinizin bizleri ziyareti önemli bir girişimdir.
Türkiye halkını ve heyetinizi Filistin halkı, Halk Partisi ve FHKC
adına selamlıyor, teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye Hükümeti,
İsrail ve ABD yanlısı tutum izlerken Türkiye solunun bizlere
verdiği destek çok önemlidir. Filistin'de ve Gazze'de sol güçler
önemli bir konuma sahiptir ve son işgal sırasında Gazze'de islami
güçlerle birlikte savaşmıştır. Sorun İsrail ve Hamas arasında
değildir. İsrail tarafından saldırıyı meşru göstermek için bu
propaganda yapılmaktadır. Oysa bu barbar saldırı tüm Filistin
halkını hedef almıştır. Biz sol güçler tüm Filistinlilerin bu
emperyalist güce karşı birlikte savaşmamız gerektiğini
düşünüyoruz. Gazze'de Filistinliler, yurtseverler, sol, İslami
güçler hep birlikte savaştık. Gazze halkı da İslami güçler ile sol
güçlerin bu birlikteliğine önemli bir destek verdi. Dünya da
sessiz kalmadı ve bu anlamda heyetiniz nezdinde tüm Türkiye
halkını bize verdiği destek nedeniyle selamlıyorum.

Bugünkü direnişimiz yıllarca hafızalardan silinmeyecek. Gazze'nin
yarısı yıkıldı. Çok sayıda kadın ve çocuk hala enkaz altında. Ama
direniş sürecek. Bu direniş bağımsız Filistin devleti kurulana ve
sürgündeki Filistinliler geri dönene dek durmayacak. Filistinli
örgütlerin arasındaki ayrılıklar bu savaşın nedenlerinden
birisidir. İsrail bu ayrılığı iyi kullanmıştır. Bu anlamda
Filistinli güçler olarak birlikte davranmak için mücadele etmek
zorundayız. Gazze saldırısı ile Siyonistler Filistinlilere diz
çöktüreceklerini sandılar ama başaramadılar. Biz zaferden
umutluyuz ve kanımızın son damlasına kadar savaşma
kararlılığındayız."

Heyet, geceyi Şam'da geçirdik'ten sonra, 23 Ocak 2009 Cuma günü,
Halep üzerinden Antakya'ya dönüş yaptı.

http://www.bluemirrow.com/showthread.php?t=8015&page=2

Hiç yorum yok: